Bilim adamı Adler hocamıza göre, davranışlarımızı birinci derecede belirleyen etken, aşağılık komplekslerimizdir. Hepimiz farkında olmadan, bu komplekslerimizle başa çıkabilmek daha iyiye, daha yücelere erişebilmek için, bu komplekslerimizi enerji, motivasyon olarak kullanırız.

Psikolojik ve sosyolojik kavramları örneklerle anlattığımızda, daha kolay anlaşılır. Nedir bu aşağılık kompleksi, bizi nerelere sürükler?



Giderme ya da yücelme mekanizmasını harekete geçirerek, bu kompleks bizi iyi yerlere taşırsa, toplumsal olarak da işe yarar. Örneğin tarihte büyük dehaların çoğunda aşağılık kompleksini çağrıştıran yanlarını görürüz. Moskova’ya kadar giden Napolyon’un boyu kısaydı. VAN GOGH’un saralı, ünlü hatip DEMOSTEN’in kekeme, ROSVELT’in felçli, HELEN KELLER’in sağır, dilsiz ve kör olduğunu biliyoruz. Dünyanın başına bela olan HİTLER’in ise, I. Dünya Savaş’ında onbaşı olması, bu yorumumuzda bizi bir yerlere götürür.



Asistanlığımda bir hocamız, klinikteki öğrenim görevlisi arkadaşlarıyla bizleri bir yemeğe götürmüştü. O yemekte, ortaya gelen bir ıstakozdan, aslan payını alan hocalarımızdan arda kalan, bir ufak bacağın içindeki sadece tadına bakabileceğim kadar bir parça et, bana o denli lezzetli gelmişti ki, asistanlıkta maaş almadığımızdan, uzman olarak yaptığım yedek subaylığımda aldığım maaştan, bir lokantada sofraya bir ıstakoz ısmarlamıştım. O zaman farkında olmadığım bir kompleksimi tatmin ettiğimi şimdi anlıyorum.



Çocukluğunda dayak yiyerek büyüyen kişilerin, büyüdüklerinde ne denli acımasız oldukları da bilinen gerçeklerdir. Gene, çocukluklarında bilinç altına batırdıkları eksiklerini, doyumsuzluklarını gidermek için yaptığı davranışlar, örneğin bu parasal konuda ise, sonradan paraya asla doymayan birer cimri ya da canavara dönüştükleri de yaşanan gerçeklerdir.



Bu kurallar cinsellikte de geçerlidir. Mutlu ailesi olmasına karşın, gözü cinselliğe doymayan insanları da bu komplekslerle açıklayabiliriz?... Bu kurallar politikada da geçerli midir?



Hiç kuşkunuz olmasın aynen geçerlidir.



Acaba Sayın Bülent Ecevit’in, iktidar tutkusunun altında, psikolojik bir neden, bir doyumsuzluk var mıdır? Sorusuna da elbette vardır diyebiliriz. İnsanız ve hiç kimse insan üstü bir varlık olmadığına göre, kurallar herkes için geçerlidir.



Sayın Bülent Ecevit’in vatan sevgisiyle! kamufle edilmiş (buna inanıyorsa, bir başka psikolojik mekanizmanın devreye girmesiyle öyle düşünüyor olabilir) bu tutkusunun altında KENDİSİNİN LİSE MEZUNU OLMA KOMPLEKSİ YATMAKTADIR.

Haydar Dümen